İşin kullanıcı kısmının ötesine geçmek, mobil uygulama yapmanın yarattığı fırsatlardan faydalanmak mı istiyorsunuz? O halde yazımız tam size göre! Başarılı bir mobil uygulama nasıl yapılır ve nasıl büyütülür?
Mobil uygulamalar web’in tahtını sallıyor ve hatta fazlasını da sunuyorlar. Bir blogger, video içerik üreticisi, işletme ya da sivil toplum kuruluşu ve daha niceleri… Hangisi olursanız olun, bir uygulama sahibi olmak size büyük fayda sağlayabilir.
Akıllı cihazlar artık her yerdeler. Yediden yetmişe hemen herkes cihazlarının ekranlarındaki dünyalarda saatler boyu kayboluyorlar. Bu zamanın büyük kısmıysa mobil web sitelerinden ziyade mobil uygulamalarda geçiyor.
Uygulamalar sahiplerine tanıtım, kitleleriyle etkileşim ve gelir sağlıyor. Kullanıcılar içinse, bilgi, bağlantı ve rahatlık kaynağı olduklarını söyleyebiliriz. Fakat mobil uygulama dünyasında oldukça sert bir rekabet ortamı olduğunu unutmamak gerek.
Hem Google Play Store, hem de Apple App Store üzerinde milyonlarca uygulama var. Buradan da görebilirsiniz.
Her kategoride birbiriyle rekabet halinde bir çok alternatif uygulama bulmanız mümkün. Uygulama mağazalarında vahşi bir rekabet var, dolayısıyla savaşmaya hazırlıklı olmalısınız! Hem geliştirme esnasında, hem de mağazalarda yayınlandıktan sonra atmanız gereken adımlar var.
Gelin birlikte geliştirmeden, lansman sonrasına kadar mobil uygulama nasıl yapılır bir bakalım, ne dersiniz?
Tatmin Edici bir Kullanıcı Deneyimi (UX)
İyi bir UX, uygulamanızın tasarım ve geliştirme sürecinde başarmanız gereken adımlardan bir tanesi. Kullanıcı deneyimi pek çok faktörün bileşiminden oluşuyor. Kabaca, kullanıcıların uygulamanızı kullanırken ne hissettikleri olarak tanımlayabiliriz.
Kullanıcıların, uygulamanızı indirmesini başarıyla sağlamış olsanız bile, tatminkâr olmayan bir kullanıcı deneyimi uygulamanın hızla cihazdan kaldırılmasıyla sonuçlanabilir.
Örneğin, uygulamanız amacı için fazla karmaşıksa kullanıcılar ya cihazlarından silecek, ya da kullanmadan uygulama listesinde örümcek ağı bağlamaya bırakacaklar. Kullanıcılarınız uygulamada yapmak istedikleri işlemleri “bunu nasıl yaparım acaba” diye düşünmeden pratik şekilde gerçekleştirebilmeli. Uygulamanın istedikleri bölümüne ulaşmak bebek işi olmalı. Eğer uygulamanızda reklam varsa, bunlar rahatız edici sıklık ve büyüklükte olmamalı.
Göze Hitap Etmeli
İyi bir kullanıcı deneyiminin en önde gelen parçalarından biri de kullanıcı arayüzü (UI) tasarımı. Uygulamanızın görünümü çekici ama sade olmalı. Bu günlerde minimalist UI tasarımları hem iOS hem Android platformlarında revaçta.
Sade ve basit bir tasarım kendine has bir güzelliğe sahip olmanın yanı sıra, çoğu zaman kullanıcı dostu da olabilmekte. Görsel eleman kullanımında elinizin ayarını kaçırmamakta fayda var. Bazen az daha fazladır.
Mesela, gereğinden fazla ve büyük imajlar kullanırsanız uygulamanızın yükleme süreleri uzayabilir ve cihazda kapladığı yer de artabilir. Ayrıca, tasarım elemanlarınız arasındaki renk seçimlerinin uyumlu olduğundan da emin olmalısınız. Eğer arka plan renginiz ve yazı tipi renginiz birbirine yakınsa, ortada bir yanlışlık var demektir.
Uygulamanızı kullanın ve kendinize objektif olmaya çalışarak sorun “mağazadan rastgele indirmiş olsam, bu uygulamayı kullanır mıydım?”
İyi bir Performans ve Stabilite Sağlayın
Geliştirme sürecinde sağlamanız gereken bir diğer önemli kilometre taşı. Bir yazılım ürününün ilk sağlaması gereken özellik budur diyebiliriz: hız ve güvenilirlik.
Pırıl pırıl, yepyeni bir araba aldığınızı düşünelim. Broşüründeki hızın yarısını zorla yapabildiğini ve her 15-20 kilometrede bir bozulduğunu görseniz pek mutlu olmazdınız değil mi? Tabii ekonomik durumunuza göre belki bu arabaya katlanmak zorunda kalabilirsiniz.
Ancak uygulamalarda böyle bir durum yok. Mağazalarda o kadar fazla (ve çoğunlukla ücretsiz) alternatif var ki, bekleneni veremeyen bir uygulama hızla yerini bir yenisine bırakacak.
Öncelikle uygulamanızın kodlarının iyi yazıldığından emin olmalısınız. Ayrıca, kullanım sürecini olumsuz etkileyecek hataların olmadığını testlerle kesinleştirmelisiniz.
Uygulamanızı mağazalara göndermeden önce olası çökme (crash) tipi hataların tamamını bulup çözmeniz önemli. Ayrıca uygulama ekranları arasında geçiş hızlı, sayfaların kaydırılması akıcı olmalı. Bu süreçlerde takılmalar yaşanmamalı.
Uygulamanızı mağazaların vahşi doğasına salmadan önce alfa ve beta testlerinden geçirmek bu noktada size yardımcı olacak. Bir test grubu bulmanın pek çok yolu var.
Yalnızca dostlarınız ve yakınlarınızdan uygulamayı denemelerini istemek bile size çok yardımcı olabilir. Tarafsız olmalarını ve “uygulama mağazasında karşına çıksa bu uygulamayı beğenir miydin?” sorusunu yanıtlamalarını isteyin.
Bu testler hem uygulamanızda gözden kaçırdığınız hataları bulmanızı, hem de geliştirmeniz gereken özellikleri öğrenmenizi sağlayabilir.
İşlevsel Uygulama İyi Uygulamadır!
Yetersiz işlevsellik kullanıcıların uygulamayı indirmeme ya da hemen cihazlarından silme nedenlerinin önde gelenlerden biri.
Uygulamanız kullanıcılara ihtiyaç duydukları ya da arzuladıkları bir değer sunmalı. Onların bir sorunlarını çözmeli ve bunu tatminkâr bir şekilde yapmalı. Eğer hedef kitlenizin ihtiyaçlarını biliyorsanız iyi bir başlangıç yaptınız demektir. Şayet bu konuda bilginiz yoksa, potansiyel kullanıcılarınız gereksinimlerini belirlemek için araştırma ve anketler düzenleyebilirsiniz.
Başka bir seçenek de, benzer kategorilerdeki rakip uygulamaların sunduğu özellikleri incelemek olabilir. Artılarını ve kullanıcıların bu uygulamalarda sevdikleri özellikleri not edin. Ancak eksik kaldıkları yanlara ve işlevlerini geliştirebileceğiniz ya da benzersiz özellikler sunabileceğiniz noktalara da dikkat edin.
Uygulamanızın çözeceği problemi ve sunacağı değeri belirleyip, tasarımınızı bu çerçevede yapın.
Evet, Artık Harika bir Uygulamanız Var! Şimdi İnsanları Varlığından Haberdar Edin!
Uygulamanızı oluşturdunuz, fakat işler burada bitmiyor. Aksine yapacak yeni işleriniz var. Uygulamanız ne kadar iyi olursa olsun, eğer başarılı olmasını istiyorsanız tanıtım ve pazarlama boyutunu düşünmelisiniz. Eğer hedef kitleniz uygulamanızın varlığından haberdar değilse, uygulama yapma konusundaki tüm çabanız boşa gitmiş olacak.
Eğer bir web sayfanız varsa, uygulamanızın tanıtımında etkin bir araç olarak kullanabilirsiniz. Uygulamanız için görünür ve açık bir call to action içeren bir giriş sayfası (landing page) oluşturun. Bu sayfayı kullanıcıları ayrıcalıklar önererek beta testi için kaydolmaya teşvik etme amacıyla da kullanabilirsiniz.
Bir blogger ya da vlogger iseniz, uygulamanızın tanıtımına özel içerikler yayınlayabilirsiniz. Böylece izleyici kitleniz uygulamanızla ilgili bilgi edinmiş olur.
Son olarak, hedef kitlenize erişmek için sosyal medyanın gücünü kullanın. Profilleriniz ve sayfalarınızda uygulamanızla ilgili paylaşımlar yapın, uygulamanız için bir sayfa açın ve sosyal medya mecralarının reklam seçeneklerini değerlendirin.
Süreç uygulamanızı mağazalarda yayınladıktan sonra da bitmiyor. Bu noktada, uygulamanızın mağazalarda mümkün olduğunca görünür ve kolay bulunur olmasını sağlamanız gerek.
Kullanıcı Geri Bildirimlerini Takip Edin
Hatalar testleri atlatabilir, kullanıcı beklentileri değişkendir ve trendler gelip geçer. Eğer uygulamanızın başarısını korumasını istiyorsanız, kullanıcıların geri bildirimlerini yakından izlemeniz gerekiyor. Bunun için temel kanal; uygulamanızın mağazalardaki sayfalarında bırakılan puan, inceleme ve yorumlar. Ancak geri bildirimler destek kanallarınız ve sosyal medya hesaplarınız gibi diğer kaynaklardan da akabilirler.
Kullanıcılarınızın tatmin hissi uygulamayı kullanmaya devam etmelerini sağlayan en önemli etken. İlk günlerde uygulamanızın harika olduğunu düşünebilirler, ancak bu daima görüşlerinin bu yönde kalacağı anlamına gelmiyor. Gözünüz geri bildirimleri üzerinde olsun ki, uygulamanızın halen beklentileriyle örtüştüğünden emin olun.
Uygulamanızın Düzenli Olarak Bakımını Gerçekleştirin
Ödevinizi yaptınız ve stabil, hızlı, kullanımı kolay ve güzel görünümlü bir uygulamayı ilk günden kullanıcılarınıza sundunuz. Tekrar geliştirme sürecine dönmenize gerek yok değil mi? Pek de değil…
Değiştikleri zaman da uygulamanızın duruma uyum sağlayarak amaçlandığı şekilde işlevlerini yerine getirdiğinden emin olmanız gerekiyor. Heyecan verici yeni özellikleri olan yeni cihazlar piyasaya sürüldüğünde, bu özellikleri uygulamanızda desteklemek isteyebilirsiniz.
Uygulamaların görünüm ve hissi ile ilgili trendler de zaman ile evriliyorlar. Aylar önce harika ve modern görünen bir tasarım, bugün kullanıcılara eski moda gelebilir.
Kullanıcı geri bildirimleri güncellemelerinize önemli bir rehber olmakla birlikte, yalnızca onlara da güvenmemek gerek. Uygulamanızı düzenli olarak test ediyor olmalısınız. Böylece gözden kaçırdığınız sorunları tespit edebilir ya da uygulamanızda eksik kalan, geliştirebileceğiniz yanları görebilirsiniz.
İçerik Akışınız Durmasın!
Kullanıcılarınıza mümkün olduğu kadar sık olarak görecek yeni şeyler sunun. Uygulamanıza yeni paylaşımlar, makaleler, videolar ve hatta yeni işlevler ekleyin. Eğer kullanıcılar uygulamanızın sunduğu tüm içeriği tüketirlerse, tekrar kullanmak istemeyeceklerdir. Eğer zaman zaman görecekleri yeni şeyler sunarsanız, uygulamaya olan ilgilerini canlı tutabilirsiniz.
Zaten bir içerik üreticisiyseniz, taze içerikler girmek sizin için sorun olmayacak. Değilseniz, uygulamanızı oluştururken ileriye dönük olarak yayınlayacağınız içerikleri planlamak iyi bir fikir olabilir.
İyi de, Mobil Uygulama Nasıl Yapılır? Nerede ve Neyle Geliştireceğim Uygulamayı?
“Hepsi çok güzel de, mobil uygulama nasıl yapılır” mı diyorsunuz? Yapmak istediğiniz uygulamanın türüne göre çeşitli seçenekleriniz var. Donanımsal kaynaklara direkt ve sık erişim gerektirecek, görsel tasarımı çok özelleştirmek istediğiniz uygulamalarda native dilde kod geliştirmek ana seçenek. Bu iOS için Objective-C veya Swift, Android içinse Java ya da Kotlin dillerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Diğer seçenekler arasında HTML5 çıktı veren hibrit uygulama platformları ya da native çıktı veren çok platformlu (crossplatform) Xamarin gibi framework’ler var.
Elbette bu seneçekleri değerlendirirken, yazılım geliştirme bilginizin iyi olduğundan, ya da bu konuda iyi bir takımla çalıştığınızdan emin olmanız gerekiyor. Yazılım geliştirme süreçleri sürprizlere gebe olabilmekte ve sık sık planlanın ötesine uzayabiliyor. Bu da artan masraflar anlamına gelmekte.
Diğer yandan, App Maker platformları size kod bilmeden ya da bir yazılım takımıyla çalışmaya gerek kalmadan uygulama geliştirme imkânı sunabiliyor. Bu platformlar zengin tasarım şablonlarıyla tasarım sürecinizi hem hızlandırıp, hem de tasarım trendlerine uygunluğunu sağlayabilmekteler.
Aynı zamanda dikkatle geliştirilmiş ve sürekli bakımları yapılan modülleri sayesinde sizi geliştirme süreciyle ilgili problemlerden de önemli ölçüde kurtarıyorlar. Bu platformlar sayesinde, uygulamanızı bir kaç dakika dahalinde geliştirmeniz mümkün olabilmekte!
Siz de Mobil Uygulama Dünyasından Payınızı Alın
Geliştirme sürecinden, yayımlama sonrasına kadar başarılı bir mobil uygulama nasıl yapılır konusunda verdiğimiz ipuçlarının faydalı olduğunu umuyoruz.
Doğru fikri bulduktan sonra, aslında uygulamanızı kolayca hayata geçirebileceğiniz yollar var. Bunu başardıktan sonra da başarıya giden yolda atmanız gereken adımlar da belliler. Hem size, hem kullanıcılarınıza keyif ve fayda getirecek uygulamalarınızı görmek ve sitemizde incelemek dileklerimizle…